• Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
  • SOSYAL MEDYA

  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
Türkiye’de neden yetenek gelişmiyor?(1)
1 Ağustos 2019

Olimpiyat madalyası, Nobel Ödülü kazanan veya en çok sanatçı yetiştiren ülkelere bakınca, Amerika ve Avrupa başı çekiyor.

Acaba onlar neyi farklı yapıyor? Biz nerede hata yapıyoruz?

 

ARAŞTIRMA

Yıl 1980.

“Bloom’s Taxanomy” fikriyle tanıdığımız Chicago Üniversitesi’nden Prof. Benjamin Bloom, aslında bir başka alanda da inanılmaz araştırmalar yapıyor.

O da yetenek gelişimi.

120 tane elit sporcuyu, bilim insanını, heykeltıraşı ve müzisyeni tam 4 yıl boyunca inceliyor ve çok ilginç bir şey buluyor.

Hepsi de aşağı yukarı aynı gelişim evrelerinden geçmiş. Acaba bunlar ne ve Türkiye’deki çocuklar aynı evrelerden geçebiliyor mu?

 

BİRİNCİ EVRE: İLGİ ve OYUN

Denekler, çocuk yaşta kendi alanlarına ilgi duymaya başlamış ve genelde ilgileri bir rol model aracılığıyla oluşmuş.

Aileden ya da yakın çevrede bir kişiden etkilenmiş.

Aile de o alana ilgi duyduğu için, çocuğun etkinlikleri aile bireylerini birbirine bağlamış. Her zaman o konuda heyecanlı sohbetler yaşanmış.

En kritik nokta ise, ilk çalışmalar sadece oyun ve eğlence için yapılmış.

Etkinlikler sırasında profesyonellik ve başarı beklenmeden, sadece çocuğun keyif alması sağlanmış.

 

İKİNCİ EVRE: UZMANLAŞMA

Çocuğun ilgisi devam edince, ailenin desteğiyle çocuk profesyonel olmaya karar vermiş.

Kaliteli bir öğretmen veya koç tutulmuş.

Ailedeki tüm etkinlikler çocuk etrafında dönmeye başlamış. Onun alandaki gelişimini destekler nitelikte planlanma yapılmış.

Amaç artık keyif değil, uzmanlık kazanma olmuş. Sistemli ve disiplinli çalışma dönemi başlamış.

Aile yüksek beklenti içinde olmuş, ama bu asla kazanma ya da derece gibi dış referans olmamış.

Aile sadece çocuklarının ellerinden gelenin en iyisini yapmasını istemiş.

Ancak bu dönemin ikinci yarısında çocuklar yarışmalara katılmaya başlamış.

Peki, çocuklar nispeten sıkıcı olan bu uzmanlık kazanma dönemini nasıl aşmışlar?

Bu dönemdeki en kritik nokta öğrenme süreci robotik değil; keşfetme, anlam bulma, problem çözme şeklinde kurgulanmış.

Çocuklar alanı keşfettikçe ve geliştikçe keyif almaya başlamış.

 

ÜÇÜNCÜ EVRE: KİŞİSELLEŞTİRME

İkinci evrede teknik olarak beceri kazananlar, bu evrede özgünleşmeye başlamış.

İkinci evrede amaç normlara uymak olurken, bu evrede normdan farklılaşma süreci başlamış.

Eserlerini ve çalışmalarını kişiselleştirmişler.

Kendi tarzlarını ve imzalarını geliştirmişler. Spor / sanat / bilim bir varoluş ve özgürleşme yöntemi olmuş.

Bu kişiler yaklaşık 10.000 saat pratik yapmış.

Yetenek geliştirme süreci aşağı yukarı bu şekilde işliyor: keyif alma, uzmanlaşma ve özgünleşme. Peki, Türkiye’de çocuklar aynı süreçten geçebiliyor mu?

 

TÜRKİYE’DE DURUM

Biz daha ilk evrede tökezliyoruz. Neden?

En büyük hatamız çocuk alanda pratiğe başlar başlamaz, ondan başarı beklemek.

Küçücük çocukları rekabete sokuyoruz. Kazanmalarını ve derece yapmalarını bekliyoruz. Onlara baskı yapıyoruz.

İkinci evrede gelmesi gereken yarışmalar, birinci evrede geliyor.

Biz küçük yaşlarda uluslararası yarışmalarda öndeyiz ama sonra kayboluyoruz. Neden?

İlk evre oturmadığı için. Eğlence ve keyif kısmını es geçtiğimiz için, çocuk başarılı olsa bile çabuk sıkılıp alanını erken yaşta bırakıyor. Yani, temeli sağlam atamıyoruz.

 

ROL MODEL EKSİKLİĞİ

İkinci sorun çocukların rol modeli olmaması.

Çoğu aile “Çocuğumu hangi alana yönlendirsem acaba?” diye soruyor. Bu ne demek?

Kendisinin heyecan duyduğu bir alan yok. Rol model olamıyor.

Aile kendisinde olmayan bir değeri veya ilgiyi çocuğuna kazandıramaz. (Çocuğun etkileneceği başka kişiler yoksa.)

Çocuk, ailenin ilgisinden ve değerlerinden uzak bir alana yönlenince, aile o alanla ilgi çocukla sohbet edemiyor. Onun heyecanını ayakta tutamıyor.

Çocuğun alanı aileyi bütünleştiren bir etkinlik olmuyor.

 

OYUN İÇİN SANAT / SPOR / BİLİM

Kısacası, biz daha ilk evrede sorun yaşıyoruz.

Çocuklar farklı alanları denemeli ve ilk amaç her zaman keyif alma ve oyun olmalı.

Aile kendisi de model olmalı. Çocuğun etkinliği aileyi bütünleştirmeli.

O zaman sağlam bir temel atmış ve iyi bir başlangıç yapmış oluruz.

 

NOT: İkinci ve üçüncü evrede yapılan hataları haftaya yazacağım. Bu konudaki sorularınızı sayfamda direkt bana sorabilirsiniz.

 

2 Ekim 2014

Görüntüleme: 163
çocukdestekilgikişisellikteşvikyetenek
Share

Köşe Yazıları

Özgür Bolat Editör

İLGİLİ YAZILAR

Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
13 Ağustos 2019
Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
13 Ağustos 2019
Oyun çocukları nasıl etkiler?
13 Ağustos 2019

Yorum Yaz


Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Site İçi Arama

  • Son Yazılar

    • Dr. Özgür Bolat ile Anne Baba Okulu
    • Pınar Gültekin
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
  • Haber Bülteni

  • SOSYAL MEDYA

  • TAKVİM

    Nisan 2021
    P S Ç P C C P
    « Mar    
     1234
    567891011
    12131415161718
    19202122232425
    2627282930  


  • SOSYAL MEDYA

  • Köşe Yazıları

    • Pınar Gültekin
      22 Temmuz 2020
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
      13 Ağustos 2019
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
      13 Ağustos 2019

  • Haber Bülteni


  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
www.veotesi.com © 2016

‘Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerez konumlandırmaktayız, kullanmaya devam ettiğinizde çerezler ile toplanan kişisel verileriniz Veri Politikamız-Bilgilendirmelerimiz'de belirtilen amaçlar ve yöntemlerle mevzuatına uygun olarak kullanılacaktır.

Dr. Özgür Bolat
KİŞİSEL VERİ KANUNU KAPSAMINDA BİLGİLENDİRME METNİ

Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. Şirketi olarak, siz değerli müşterilerimiz ve çözüm ortaklarımızın güvenliğini göz önünde bulundurarak, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla, kişisel verilerle ilgili düzenlenen "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" hususunda sizi bilgilendirmek istiyoruz.

Amacımız; sizlerin memnuniyeti doğrultusunda, kişisel verilerinizin alınma şekilleri, işlenme amaçları, hukuki nedenleri ve haklarınız konularında sizi en şeffaf şekilde bilgilendirmektir.

Kurumumuza iletmiş olduğunuz veya Kurumumuzun usül ve işlemleri çerçevesinde edinmiş olduğu her türlü kişisel veri ile biyometrik veri, sağlık verisi dahil her türlü özel nitelikli veriniz bakımından (“Veri”), 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gereğince, Kurumumuz Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. ŞİRKETİ Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel bilgileri kanunda açıklandığı çerçevede; elde edebilecek, kaydedebilecek, depolayabilecek, muhafaza edebilecek, hizmetlerini devam ettirebilmek amacıyla güncelleyebilecek, değiştirebilecek, yeniden düzenleyebilecek, mevzuatın izin verdiği durumlarda ve ölçüde üçüncü kişilere açıklayabilecek, devredebilecek, aktarabilecek, paylaşabilecek, sınıflandırabilecek, anonim hale getirebilecek ve kanunda sayılan diğer şekillerde işleyebilecektir.

Kişisel verilerinizin işlenme amaçları ve hukuki sebepleri; Mevzuat kapsamında faaliyet alanımız kapsamında işlemlerin yerine getirilmesi, yürütülmesi ve geliştirilebilmesi, bu hizmetlere ve ürünlere yönelik tanıtım, pazarlama ve kampanya faaliyetlerinin yapılması, akdettiğiniz ve/veya akdettiğimiz sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi; istihbarat, bilgi araştırmaları ve kredibilite değerlemelerinin yapılması, planlama, istatistik, müşteri memnuniyeti çalışmaları, güvenliğin sağlanması, otoritelerce öngörülen bilgi saklama, raporlama, bilgilendirme yükümlülüklerine uyulması, tarafınıza daha iyi ve güvenilir hizmet verilebilmesi, tarafınıza uygun hizmetler ve ürünler geliştirilmesi ve bunun kesintisiz olarak sürdürebilmesi amacıyla ve diğer nedenlerle kişisel verileriniz işlenmektedir.

Kişisel verilerin toplanma yöntemi: Kişisel verileriniz, otomatik ya da otomatik olmayan yollarla, yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda toplanabilmektedir.

Yukarıda belirtilen amaçlarla, kişisel verilerin aktarılabileceği kişi/kuruluşlar: Kişisel Verileriniz; Kurumumuzun iştirakleri ve bunların alt kuruluşlarına; çalışanları, şirket görevlileri, hukuk, mali ve vergi danışmanları, denetçileri ve mevzuat hükümlerinin izin verdiği kişi, kurum ve kuruluşlar ile açık rızanızın bulunduğu diğer üçüncü kişilere; aktarılabilecektir.

Kanun’un 11. Maddesi Çerçevesinde Haklarınız; Kurumumuza başvurarak; kişisel verilerinizin a) işlenip işlenmediğini öğrenme, b) kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, c) kişisel verilerinizin işlenme amacını ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, ç) kişisel verilerinizin yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, d) kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş ise düzeltilmesini isteme, e) Kanun’un 7. maddesinde öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, f) kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere yukarıda sayılan (d) ve (e) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin bildirilmesini isteme, g) kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi nedeniyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme ve ğ) kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme hakkına sahipsiniz.

Haklarınızın, düzenlemenin yürürlük tarihi olan 07.10.2016 tarihinden itibaren kullanılması mümkün olup, taleplerinizin yerine getirilmesini teminen Kurumumuzca yapılacak masrafları, KVKK’nın “Veri sorumlusuna başvuru” başlıklı 13. maddesinde belirtilen tarifeye göre tarafınızdan talep etme hakkımız saklıdır.