• Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
  • SOSYAL MEDYA

  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
Okullar beynin düşmanı mı?
13 Ağustos 2019

Çocuklar bir odada toplanıyor ve bir kâğıt veriliyor.

Kâğıdın üzerinde birçok cümle var. Cümleler günlük hayatı tarif eden türden. “Kadın gazete okuyor” veya “Adam banyo yapıyor” gibi.

Bunları ezberleyin deniliyor. Sonra bir hafıza testi yapılıyor.

Başka bir gruba da aynı cümleler veriliyor ama ezberleyin denmiyor. “Bu eylemleri yapan bir insan nasıl bir insandır? Nasıl bir hayatı vardır? Nasıl ilişkileri vardır?” diye soruluyor.

Hafıza testinden hiç bahsedilmiyor ama sonunda onlara da aynı test veriliyor.

Acaba hangi grup daha çok cümle hatırlamıştır?

 

SOSYAL BEYİN

Yıllardır bilim insanları neden en büyük beynin (bedene oranına göre) insanda olduğunu araştırıyor.

Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Robin Dunbar ulaşabildiği tüm memelilerin beyin büyüklüklerini ölçüyor ve grubun eleman sayıları ile karşılaştırıyor. Ortaya neredeyse mükemmel bir ilişki (korelasyon) çıkıyor.

Gruptaki eleman sayısı arttıkça, o grupta yaşayan türün ön lopu da o kadar büyüyor. Bu da beynin büyüklüğünü arttırıyor.

Örneğin, maymunlar otuz kişilik gruplarda yaşıyor, beyinleri küçük. Şempanzeler, elli kişilik gruplarda yaşıyor ve beyinleri daha büyük.

Gruptaki eleman sayısı neden beyni büyütüyor?

Çünkü grup sayısı arttıkça, ilişkiler daha da karmaşık hale geliyor ve bu karmaşıklığı yönetmek için de beynin büyümesi gerekiyor.

İnsan için bu rakam 150. İnsan beyni 150 kişiyle ilişki yönetmek için büyümüş. Bu rakama da zaten ‘Dunbar’ın 150 rakamı’ deniliyor.

 

NÖROBİLİMİN BULGULARI

Tabii biliyoruz ki korelasyon sebep-sonuç belirtmez.

1997 yılında Washington Üniversitesi’nden Prof. Gordon Shulman’ın araştırması bu ilişkinin nedenini gösteriyor.

Bilim insanları, beyni insan bir iş yaparken incelerken, Shulman başka bir soru soruyor, “İnsan hiçbir iş yapmazken, beyin ne iş yapıyor? Beynin neresi çalışıyor?”

Shulman keşfediyor ki beyin bir işle meşguliyetini (düşünme, problem çözme, ezberleme gibi) bitirir bitirmez, büyük oranda kendini, diğer insanları ve kendisinin diğer insanlarla olan ilişkisini düşünüyor.

Yani, beynin asıl işi sosyal ilişkileri düşünmek ve yönetmek. Başka bir deyişle, beynin otomatiği sosyal ilişkilere kilitli.

Buna da ‘Default Network’ deniliyor.

 

SOSYAL ÖĞRENME

 

İşte bu yüzden, ezberleyin dememelerine rağmen, ikinci grup (sosyal öğrenme grubu) daha çok cümle hatırlıyor.

Çünkü o öğrenciler bilgileri sosyal ilişkiler içinde düşünüyor ve öğrenme için beynin ‘default network’ünü kullanıyor.

Bilgileri sosyal ilişkilerden ya da bağlamdan uzak ezberlemek, öğrenmeyi çok sağlamadığı için, ilk grup daha az hatırlıyor.

Dikkat ederseniz, hikâye içinde sunulan bilgiler her zaman daha çok hatırda kalır.

 

OKULLARDAKİ DERSLER

Şimdi okullardaki dersleri ve sınıftaki ortamı düşünün. Bu ortamlar beynin güçlü yapısına ne kadar uygun? Çok da uygun değil. Okuldaki dersler sosyal ilişkilerden ve bağlamdan bağımsız olarak kuru bilgi olarak sunuluyor. Örneğin, tarih dersinde çocuklar sadece kuru bilgileri ezberliyor. Fen derslerinde ve matematik derslerinde kuru formül ezberliyor.

Yani, çocuklara çamaşır veriliyor (kuru bilgi) ve onları tutacak duvar askıları (sosyal bağlam) verilmiyor.

 

SOSYAL ORTAM

Bilgiler sosyal bağlamda verilmediği gibi, çoğu zaman sınıfta sosyal bir öğrenme ortamı da yaratılmıyor.

Genellikle çocuklar pasif bir şekilde oturuyor ve öğretmen bilgileri aktarıyor. Çocuklar arasında sosyal bir ilişki ağı kurulmuyor. Çocuklar, birbirlerini bilgi kaynağı olarak görmüyor. Öğretmen-öğrenci arasında bir usta-çırak, bir gönül ilişkisi kurulamıyor.

 

BEYİN ve OKUL

Kısacası, beynin en güçlü olduğu yeti, ilişki ağını yönetmek. Ama okullarda ne bilgiler bir ilişki ağı içinde sunuluyor ne de sınıflarda sosyal bir ortam yaratılıyor. Bundan dolayı okullarda çok az öğrenme oluyor.

Okullarda kuru bilgiler vermeyi bırakıp insan doğasına en uygun olan güvene dayalı bir sosyal öğrenme ortamı yaratabilirsek, o zaman okullar tam bir beyin dostu olur. Çocuklar da okula severek gider.

NOT: Bu yazıyı daha önce yazmıştım. Öğrenme konusu o kadar önemli hale geldi ki tekrar yayınlamaya karar verdim.

 

OKULLARDA NOT OLMAK ZORUNDA MI?

– BİRÇOK veli çocuğuna ödev yapması için baskı yapıyor. Ben de ödeve değil, öğrenmeye odaklanın diyorum. Örneğin, “Ödevin var mı?” sorusu yerine, “Bu ödevle ne öğreniyorsun?” sorusunu sorun diyorum. O zamanda veliler itiraz ediyor: Evet haklısınız ama okulda yüksek not alması önemli. Okullarda gerçekten not olmak zorunda mı? Amerika’da Mastery Transcript Consortium (MTC) adı altında yeni bir konsorsiyum kuruldu. Aralarında dünyaca ünlü Exeter’in de bulunduğu birçok okul öğrencilerine not vermeyi bıraktı. Karnelerde not yerine, öğrenciyi tanımlayan ifadeler var.

– MTC kurulduğunda, başlangıçta okullar ilgi göstermiyor. Çünkü okullar not olmadan, öğrenciler üniversiteye kabul edilmez diye korkuyor. Ama Harvard başta olmak üzere, birçok üniversite, notsuz karneleri de kabul edeceğini açıklayınca, notsuz karne dönemi başlıyor. Öğrencilere not değil, geri bildirim veriliyor. Böylece çocuklar kendi alanlarında gelişiyor. Zaten bundan dolayı bu karneye
‘yeterlilik (mastery) karnesi’ deniyor. Böyle bir uygulamayı biz de benimseyebiliriz. Böylece okullarımızda çocuklar not kaygısından
kurtulup gerçek öğrenmeye odaklanır.

 

27 Ocak 2018

Görüntüleme: 89
araştırmabeyinçocuknörobilimöğrenmeokulsosyal
Share

Köşe Yazıları

Özgür Bolat Editör

İLGİLİ YAZILAR

Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
13 Ağustos 2019
Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
13 Ağustos 2019
Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
13 Ağustos 2019

Yorum Yaz


Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Site İçi Arama

  • Son Yazılar

    • Pınar Gültekin
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
    • Oyun çocukları nasıl etkiler?
  • Haber Bülteni

  • SOSYAL MEDYA

  • TAKVİM

    Ocak 2021
    P S Ç P C C P
    « Tem    
     123
    45678910
    11121314151617
    18192021222324
    25262728293031


  • SOSYAL MEDYA

  • Köşe Yazıları

    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
      13 Ağustos 2019
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
      13 Ağustos 2019
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
      13 Ağustos 2019

  • Haber Bülteni


  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
www.veotesi.com © 2016

‘Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerez konumlandırmaktayız, kullanmaya devam ettiğinizde çerezler ile toplanan kişisel verileriniz Veri Politikamız-Bilgilendirmelerimiz'de belirtilen amaçlar ve yöntemlerle mevzuatına uygun olarak kullanılacaktır.

Dr. Özgür Bolat
KİŞİSEL VERİ KANUNU KAPSAMINDA BİLGİLENDİRME METNİ

Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. Şirketi olarak, siz değerli müşterilerimiz ve çözüm ortaklarımızın güvenliğini göz önünde bulundurarak, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla, kişisel verilerle ilgili düzenlenen "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" hususunda sizi bilgilendirmek istiyoruz.

Amacımız; sizlerin memnuniyeti doğrultusunda, kişisel verilerinizin alınma şekilleri, işlenme amaçları, hukuki nedenleri ve haklarınız konularında sizi en şeffaf şekilde bilgilendirmektir.

Kurumumuza iletmiş olduğunuz veya Kurumumuzun usül ve işlemleri çerçevesinde edinmiş olduğu her türlü kişisel veri ile biyometrik veri, sağlık verisi dahil her türlü özel nitelikli veriniz bakımından (“Veri”), 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gereğince, Kurumumuz Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. ŞİRKETİ Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel bilgileri kanunda açıklandığı çerçevede; elde edebilecek, kaydedebilecek, depolayabilecek, muhafaza edebilecek, hizmetlerini devam ettirebilmek amacıyla güncelleyebilecek, değiştirebilecek, yeniden düzenleyebilecek, mevzuatın izin verdiği durumlarda ve ölçüde üçüncü kişilere açıklayabilecek, devredebilecek, aktarabilecek, paylaşabilecek, sınıflandırabilecek, anonim hale getirebilecek ve kanunda sayılan diğer şekillerde işleyebilecektir.

Kişisel verilerinizin işlenme amaçları ve hukuki sebepleri; Mevzuat kapsamında faaliyet alanımız kapsamında işlemlerin yerine getirilmesi, yürütülmesi ve geliştirilebilmesi, bu hizmetlere ve ürünlere yönelik tanıtım, pazarlama ve kampanya faaliyetlerinin yapılması, akdettiğiniz ve/veya akdettiğimiz sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi; istihbarat, bilgi araştırmaları ve kredibilite değerlemelerinin yapılması, planlama, istatistik, müşteri memnuniyeti çalışmaları, güvenliğin sağlanması, otoritelerce öngörülen bilgi saklama, raporlama, bilgilendirme yükümlülüklerine uyulması, tarafınıza daha iyi ve güvenilir hizmet verilebilmesi, tarafınıza uygun hizmetler ve ürünler geliştirilmesi ve bunun kesintisiz olarak sürdürebilmesi amacıyla ve diğer nedenlerle kişisel verileriniz işlenmektedir.

Kişisel verilerin toplanma yöntemi: Kişisel verileriniz, otomatik ya da otomatik olmayan yollarla, yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda toplanabilmektedir.

Yukarıda belirtilen amaçlarla, kişisel verilerin aktarılabileceği kişi/kuruluşlar: Kişisel Verileriniz; Kurumumuzun iştirakleri ve bunların alt kuruluşlarına; çalışanları, şirket görevlileri, hukuk, mali ve vergi danışmanları, denetçileri ve mevzuat hükümlerinin izin verdiği kişi, kurum ve kuruluşlar ile açık rızanızın bulunduğu diğer üçüncü kişilere; aktarılabilecektir.

Kanun’un 11. Maddesi Çerçevesinde Haklarınız; Kurumumuza başvurarak; kişisel verilerinizin a) işlenip işlenmediğini öğrenme, b) kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, c) kişisel verilerinizin işlenme amacını ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, ç) kişisel verilerinizin yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, d) kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş ise düzeltilmesini isteme, e) Kanun’un 7. maddesinde öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, f) kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere yukarıda sayılan (d) ve (e) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin bildirilmesini isteme, g) kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi nedeniyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme ve ğ) kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme hakkına sahipsiniz.

Haklarınızın, düzenlemenin yürürlük tarihi olan 07.10.2016 tarihinden itibaren kullanılması mümkün olup, taleplerinizin yerine getirilmesini teminen Kurumumuzca yapılacak masrafları, KVKK’nın “Veri sorumlusuna başvuru” başlıklı 13. maddesinde belirtilen tarifeye göre tarafınızdan talep etme hakkımız saklıdır.