• Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
  • SOSYAL MEDYA

  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
Öğrenci motivasyonu nasıl arttırılır?
13 Ağustos 2019

Bir baba, büyük oğlunu Mark Twain’in “Hayatta iki önemli gün vardır. Biri doğduğun gün, diğeri neden doğduğunu anladığın gündür” sözünü söylemek için yanına çağırıyor.

“Oğlum, hayatta iki önemli gün vardır” diyor ama cümlesini bitirmeden, küçük oğlu içeriden bağırıyor: “Cumartesi ve pazar!”

Baba, “Neden?” diye soruyor.

Çocuk da “Çünkü o iki gün okul yok” diyor. Belli ki çocuk, öğrenme motivasyonu kaybetmiş ve okula gitmek istemiyor.

“İnşallah bana yarın kamyon çarpar da okula gitmem” diyen öğrenci var.

Türkiye’de öğrencilerin büyük çoğunluğu böyle hissediyor. Bu motivasyon sorunu nasıl çözülür?

Bunu çözmenin birçok yolu var. Ama bir tanesi öğretmenlerin kendilerini bu çocukların yerine koyup onları anlaması. Peki bu nasıl olacak?

Öğretmenlere bu çocukların duygularını ve düşüncelerini anlatırsak çok işe yaramaz. Öğretmenler bunları zaten biliyor. Kalıcı öğrenme için deneyim gerekir. O zaman öğretmenlerin de benzer bir deneyimi yaşaması gerekir. O ne? Öğretmenler, bir süre kendi alanı olmayan ve/veya nefret ettikleri bir dersin öğretmeni olmalı. Örneğin, tarih öğretmeni, biyoloji dersini veya bir ünitesini öğrenmeli ve onu öğretmeye çalışmalı. Bu şekilde birçok motivasyon sorunu çözülecektir. Nasıl mı?

 

ÇOCUĞU ANLAMAK

Birçok öğrenci okulda nefret ettiği dersleri öğrenmek zorunda. Ama bir öğretmen, nefret edilen bir konuyu öğrenmek zorunda olmanın ne anlama geldiğini çoğu zaman bilmiyor. Aslında öğrenciyken öğrendi ama muhtemelen unuttu.

Öğretmen kendi alanını sevdiği için (tabii ki kendi alanını sevmeyen öğretmenler de var), öğrenciler de o alanı sever zannediyor.

Bir öğretmen nefret ettiği konuyu öğrenmek zorunda kalırsa çocukları daha iyi anlayacaktır ve empati kuracaktır.

Empati olmadan öğrenmenin olmasını bekleyemeyiz.

 

BİLGİNİN LANETİ

‘Bilginin laneti’ diye bir kavram var. Uzman olan kişiler, konuları yeni öğrenen bir kişinin nasıl ve ne kadar sürede öğrendiğini bir süre sonra unutur.

Bir araştırmada, teknoloji uzmanlarından belirli bir yaşın üzerindeki insanların cep telefonu kullanmayı ne kadar sürede öğrenebileceğini tahmin etmeleri istenmiş.

Bu insanlar telefonu kullanmayı tahmin edilenden üç kat daha uzun sürede öğrenmiş. Yani uzmanlar bilginin lanetine maruz kalmış.

Birçok öğretmen çocuğu motive etmek için tam tersi konunun ne kadar kolay olduğunu söylemektedir. Böylelikle öğrenme sürecini daha da zora sokmaktadır.

Nefret ettiği konuyu yeni öğrenen öğretmen, öğrenme sürecinin kolay bir süreç olmadığını ve çocukların öğrenmek için zamana ihtiyacını olduğunu tekrar hatırlayacak ve çocuklara farklı yaklaşacaktır.

 

ÖĞRENME BÜTÜNCÜLDÜR

Bir süre başka bir alanda ders vermeye başlayan öğretmen görecektir ki gerçek hayat, okulda olduğu gibi derslere ayrılmamıştır. Hayat bir bütündür.

Kendi alanı ile başka alanlar arasındaki bağlantıyı görecektir.

Örneğin, beden eğitimi öğretmeni görecektir ki toplumların ve bedenin enerji kullanma yöntemi aynı.

Kendi dersinde de konuyu daha bütüncül işleyecektir. Bu da öğrencinin motivasyonunu arttıracaktır.

 

ÖĞRENMENİN ZEVKİ

Gerçek öğrenme ‘zor’ olduğu kadar ‘keyifli’ bir süreçtir.

Harvard Üniversitesi’nden Prof. Teresa Amabile bir araştırmada çalışanların günlüklerini incelemiş. Çalışanlar en çok bir şey öğrendikleri zaman mutlu olmuş.

Ama öğrenmenin keyifli olabilmesi için merak duygusu ve/veya gelişim hissi olmalı. Çocuk bir şey keşfettikçe ve geliştikçe mutlu olur.

Yeni bir konuyu en baştan öğrenen öğretmen, öğrenme ortamı iyi kurgulanırsa öğrenmenin zevkini tekrar tadacaktır.

Konuyu da keyifli hale getirmeyi hatırlayacaktır.

 

ÖĞRETMEN GÜCÜNÜ ‘BİLMEKTEN’ ALMAMALI

Tabii bunların olabilmesi için öğretmenler “Öğretmen gücünü bilmekten alır” bakış açısını değiştirmeli. Öğretmenler gücünü ‘bilmekten’ değil, ‘öğrenmekten’ almalıdır.

Gücünü bilmekten alan bir öğretmen ‘Ben bilmiyorum’ deyip kendisini öğrenmeye açamaz. Belki kitaplardan yeni bilgiler edinebilir ama deneyimsel öğrenmeyi yaşamaz.

Gücünü öğrenmekten almayan bir öğretmen, sınıfta tartışma ve keşfetme ortamı da yaratamaz. Çünkü çocuklardan öğreneceği bir şey olmadığını düşünür.

Birçok öğretmen “Çocuklardan bile çok şey öğreniyorum” der. Zaten oradaki ‘bile’ kelimesi bile, öğretmen için çocuklardan bir şey öğrenmenin doğal bir süreç olmadığını gösterir. Dahası öğretmen “Çocuklardan bir şey öğreniyorum” dediğinde, birkaç küçük bilgiyi kastetmektedir. Kavramsal veya şema değiştirecek düzeyde bir öğrenmeden bahsetmez. Çocuklardan kavramsal olarak çok şey öğrenebiliriz.

Gücünü ‘öğrenmekten’ alan öğretmen, sınıfında tartışma ortamı yaratır ve farklı fikirlere maruz kalır. Sınıftaki herkes öğrenmenin keyfini yaşar.

Bir öğretmen hiç bilmediği bir konuyu öğrenmek ve sonra öğretmek zorunda kalırsa o da öğrenciler ile bir öğrenme sürecine girecektir. Öğrenen öğretmen ‘kimliğini kazanmaya’ başlayacaktır.

 

ÖĞRETMENE DÜŞEN GÖREV

Sonuç olarak, çocukların okulu sevip sevmemesi büyük ölçüde öğretmene bağlı.

Öğretmen, öğrenen öğretmen kimliğini kazanırsa, bir konudan nefret eden öğrencinin psikolojisini ve onun nasıl öğrendiğini anlarsa ve hayatı bir bütün olarak algılarsa, bu öğrencilere pozitif yansıyacaktır.

Bu durumda okullar ‘öğrenmeyi seven’ ve mutlu öğrenciler ve öğretmenler ile dolacaktır.

 

28 Temmuz 2018

Görüntüleme: 1.294
aileçocuköğrenci
Share

Köşe Yazıları

Özgür Bolat Editör

İLGİLİ YAZILAR

Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
13 Ağustos 2019
Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
13 Ağustos 2019
Oyun çocukları nasıl etkiler?
13 Ağustos 2019

Yorum Yaz


Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Site İçi Arama

  • Son Yazılar

    • Pınar Gültekin
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
    • Oyun çocukları nasıl etkiler?
  • Haber Bülteni

  • SOSYAL MEDYA

  • TAKVİM

    Mart 2021
    P S Ç P C C P
    « Tem    
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  


  • SOSYAL MEDYA

  • Köşe Yazıları

    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
      13 Ağustos 2019
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
      13 Ağustos 2019
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
      13 Ağustos 2019

  • Haber Bülteni


  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
www.veotesi.com © 2016

‘Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerez konumlandırmaktayız, kullanmaya devam ettiğinizde çerezler ile toplanan kişisel verileriniz Veri Politikamız-Bilgilendirmelerimiz'de belirtilen amaçlar ve yöntemlerle mevzuatına uygun olarak kullanılacaktır.

Dr. Özgür Bolat
KİŞİSEL VERİ KANUNU KAPSAMINDA BİLGİLENDİRME METNİ

Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. Şirketi olarak, siz değerli müşterilerimiz ve çözüm ortaklarımızın güvenliğini göz önünde bulundurarak, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla, kişisel verilerle ilgili düzenlenen "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" hususunda sizi bilgilendirmek istiyoruz.

Amacımız; sizlerin memnuniyeti doğrultusunda, kişisel verilerinizin alınma şekilleri, işlenme amaçları, hukuki nedenleri ve haklarınız konularında sizi en şeffaf şekilde bilgilendirmektir.

Kurumumuza iletmiş olduğunuz veya Kurumumuzun usül ve işlemleri çerçevesinde edinmiş olduğu her türlü kişisel veri ile biyometrik veri, sağlık verisi dahil her türlü özel nitelikli veriniz bakımından (“Veri”), 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gereğince, Kurumumuz Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. ŞİRKETİ Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel bilgileri kanunda açıklandığı çerçevede; elde edebilecek, kaydedebilecek, depolayabilecek, muhafaza edebilecek, hizmetlerini devam ettirebilmek amacıyla güncelleyebilecek, değiştirebilecek, yeniden düzenleyebilecek, mevzuatın izin verdiği durumlarda ve ölçüde üçüncü kişilere açıklayabilecek, devredebilecek, aktarabilecek, paylaşabilecek, sınıflandırabilecek, anonim hale getirebilecek ve kanunda sayılan diğer şekillerde işleyebilecektir.

Kişisel verilerinizin işlenme amaçları ve hukuki sebepleri; Mevzuat kapsamında faaliyet alanımız kapsamında işlemlerin yerine getirilmesi, yürütülmesi ve geliştirilebilmesi, bu hizmetlere ve ürünlere yönelik tanıtım, pazarlama ve kampanya faaliyetlerinin yapılması, akdettiğiniz ve/veya akdettiğimiz sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi; istihbarat, bilgi araştırmaları ve kredibilite değerlemelerinin yapılması, planlama, istatistik, müşteri memnuniyeti çalışmaları, güvenliğin sağlanması, otoritelerce öngörülen bilgi saklama, raporlama, bilgilendirme yükümlülüklerine uyulması, tarafınıza daha iyi ve güvenilir hizmet verilebilmesi, tarafınıza uygun hizmetler ve ürünler geliştirilmesi ve bunun kesintisiz olarak sürdürebilmesi amacıyla ve diğer nedenlerle kişisel verileriniz işlenmektedir.

Kişisel verilerin toplanma yöntemi: Kişisel verileriniz, otomatik ya da otomatik olmayan yollarla, yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda toplanabilmektedir.

Yukarıda belirtilen amaçlarla, kişisel verilerin aktarılabileceği kişi/kuruluşlar: Kişisel Verileriniz; Kurumumuzun iştirakleri ve bunların alt kuruluşlarına; çalışanları, şirket görevlileri, hukuk, mali ve vergi danışmanları, denetçileri ve mevzuat hükümlerinin izin verdiği kişi, kurum ve kuruluşlar ile açık rızanızın bulunduğu diğer üçüncü kişilere; aktarılabilecektir.

Kanun’un 11. Maddesi Çerçevesinde Haklarınız; Kurumumuza başvurarak; kişisel verilerinizin a) işlenip işlenmediğini öğrenme, b) kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, c) kişisel verilerinizin işlenme amacını ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, ç) kişisel verilerinizin yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, d) kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş ise düzeltilmesini isteme, e) Kanun’un 7. maddesinde öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, f) kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere yukarıda sayılan (d) ve (e) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin bildirilmesini isteme, g) kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi nedeniyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme ve ğ) kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme hakkına sahipsiniz.

Haklarınızın, düzenlemenin yürürlük tarihi olan 07.10.2016 tarihinden itibaren kullanılması mümkün olup, taleplerinizin yerine getirilmesini teminen Kurumumuzca yapılacak masrafları, KVKK’nın “Veri sorumlusuna başvuru” başlıklı 13. maddesinde belirtilen tarifeye göre tarafınızdan talep etme hakkımız saklıdır.