• Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
  • SOSYAL MEDYA

  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
Hangi çocuklar ağlayarak iletişim kurar?
13 Ağustos 2019

Çevremde sıkça ağlayan çocuk görüyorum. Acaba toplumumuzda çocuklar neden çok ağlıyor? Ağlama ne işe yarıyor?

 

İLETİŞİM ŞEKLİ

Bebekler konuşamadıkları için, iki şekilde iletişim kuruyor. Birincisi ağlama, ikincisi el – kol hareketleri. Farklı ağlama şekilleriyle, farklı mesajlar veriyor. Aile kısa zamanda bu mesajları okumayı öğreniyor ve iletişim kuruluyor. İlk zamanlarda bebek ağlayınca gözyaşı da oluşmuyor çünkü üzüntüye bağlı ağlama gelişmemiş oluyor. Çünkü aidiyet kavramı daha henüz oluşmuyor.

 

KONUŞMA ve AĞLAMA

Çocuk konuşmaya başlayınca ağlamayla ‘iletişim kurma’ bitiyor veya azalıyor. Çünkü çocuk, daha etkili olan konuşmayı seçiyor. Ama maalesef bazı ailelerde bebek konuşmaya başlasa da ağlama bitmiyor. Acaba neden?

Bazı ailelerde çocuk konuşarak kendini ve duygularını ifade edince, kendini dinletemiyor veya aile duygularını kabul etmiyor. Çocuk da konuştuğu zaman, ailesinin onu anlamadığını tam tersi yargıladığını ve reddettiğini düşünüyor.

Bu durumda ne yapıyor? Bebeklikte kullandığı ve çok işe yarayan ‘ağlama’ yöntemine geri dönüyor. Çünkü bebekken ağladığı hemen hemen her durumda, aile onu anlamaya çalışmıştı ve istediğini yapmıştı.

Kısacası, konuşunca anlaşılmadığını düşünen veya duyguları reddedilen çocuklar, konuşma yerine ağlamayı kullanıyor. (Aynı zamanda şiddet de artıyor. O başka yazının konusu.)

Tabii ki aile çocuğu reddetmese de çocuğun sözlü ifade becerisi gelişmemişse çocuk hâlâ ağlamayı kullanabiliyor.

 

AĞLAMA ve AİLE TÜRLERİ

Ama çocuğun ağlamayı kullanmasının tek sebebi bu değil. Bir sebep daha var.

Dört çeşit aile türü var. Bunlardan biri de esnek aile. Esnek aileler evde bir düzen sağlamıyor. Yani kurallar, rutinler veya tutarlı davranışlarla çocuğun sınırını çizmiyor.

Sınırlar belli olmayınca çocuk her istediğini yaptıracağını düşünüyor. Örneğin, ailenin oyuncak alma kuralı yoksa çocuk her istediğinde oyuncak alabileceğini düşünüyor.

Evde oyuncak kuralı yoksa, anne – baba bazen oyuncak alıyor, bazen almıyorsa çocuk yeteri kadar ağlayarak oyuncağı aldırabileceğini düşünüyor. Doğal olarak da ağlayarak ortalığı yıkıyor.

Ama kural net olsaydı ve çocuk kuralın değişmeyeceğini bilseydi, o zaman ağlamazdı. (Kural çocuk açısından mantıksızsa çocuk yine de ağlayabilir. Kuralların değer odaklı ve mantıklı olması çok önemli.)

Dışarıda ağlayarak ortalığı yıkan bir çocuk görürseniz, o çocuğun esnek bir ailede büyümüş olma ihtimali çok yüksektir.

Çocuk esnek ailede büyüse de aslında ağlamak zorunda değil. Oyuncağı çok istiyorsa annesini konuşarak ikna edebilir. Neden ağlamayı seçiyor?

 

AĞLAMA ve BEYİN

Bebek, anneye bağımlı olduğu için ihtiyaç duyduğu her anda anneye (veya ona bakana) ulaşması çok önemli. Bunun için de evrimsel olarak, anne beyni ağlama sesine karşı inanılmaz bir hassasiyet geliştiriyor. Bu hassasiyet olmasaydı bebek için büyük bir risk ortaya çıkardı.

Araştırmalar gösteriyor ki normal konuşma sesleri (korku içermiyorsa) beynin temel olarak korteks kısmını, ama çocuk ağlaması beynin çok daha geniş bir bölgesini etkin hale getiriyor. Hatta çocuk ağlayınca beynin korkuyu yöneten ‘amygdala’ kısmı da aktive oluyor. Bu korku da anneyi paralize etmesin diye beyin ‘oksitosin’ salgılıyor. Yani çocuk ağlayınca beyin ilk önce duygusal tepki oluşturuyor (amygdala aktivasyonu) ve sonra da anne sakince çocuğuyla ilgilenebilsin diye gerekli aracı (oksitosin) sunuyor. Mükemmel bir mekanizma.

(Bu arada  enteresan şekilde bebek ağlayınca babanın testosteron oranı düşüyor.)

Yani bebeğin ağlaması, hem annenin hem de babanın beyin sistemini değiştiriyor. Sözlü iletişim beyinde aynı etkiyi yaratmıyor. Çocuk bunu keşfettiği için ailesine bir şey yaptırtmak istediğinde sözlü iletişimden ziyade ağlamayı seçiyor. Çok mantıklı.

Kısacası esnek aile, çocuğun talepkâr olmasının önünü açıyor, ağlama da talebin kabul edilme ihtimalini arttırıyor. Evde kurallar net olursa, tutarlılık ve düzen sağlanırsa ve çocuğun da sözlü iletişim becerisi geliştirilirse ağlama bitecektir (üzüntü odaklı hariç) veya büyük oranda azalacaktır. Amacımız çocuk ağlayınca, ağlamasını azaltmak değil, kendini ağlayarak ifade etme ihtiyacını kaldırmak olmalıdır.

 

ÇOCUK AĞLAYARAK NE MESAJ VERİR?

Ağlamanın bir fonksiyonu da var. Diyelim ki siz birisiyle tartışıyorsunuz. O size bağırıyor, siz de ona. Birden o kişi ağlamaya başlıyor. Sizde nasıl bir değişiklik olur? Ya da filmleri düşünün. Bir adam diğerinin başına silahı dayıyor ve adam ağlamaya ve yalvarmaya başlıyor. Neden? Sadece yalvarsa (sözlü iletişim), ağlamasa olmaz mı? Ağlama, beynin empatiyi yöneten kısmını harekete geçiriyor ve kişinin empati ile yaklaşmasını sağlıyor. Kişi ağlayarak, kendisinin anlaşılma ihtimalini arttırıyor. Dahası kişi ağlayınca gözleri sulanır. Sulanan gözün görme kapasitesi de azalır. Size saldırma ihtimali olan hiç kimse görme kapasitesini azaltmak istemez. Görme kapasitesini azaltıyorsa bir mesaj veriyordur: Ben sana tehdit değilim. Yani ağlama bir boyun eğme hareketidir, kişi ağlayarak hem size boyun eğer hem de sizin ona empati duymanızı sağlar.

Çocuklar da ağlayarak aslında sizin onlara acımanızı ve dolayısıyla istediklerini yaptırmak ister. Kızan ve bağıran bir çocuğa empati duymayabilirsiniz ama ağlayan çocuğa duyarsınız. Çocuklar da bunu bildikleri için istediklerini yaptırmak ve kurban rolünü oynamak için ağlar. Amacımız, onları susturmak değil, onlarla sağlıklı ilişki kurarak bu role girmesinin yolunu kapatmak olmalıdır.

 

10 Şubat 2018

Görüntüleme: 340
ağlamaailebeyinçocukiletişimkonuşmamesaj
Share

Köşe Yazıları

Özgür Bolat Editör

İLGİLİ YAZILAR

Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
13 Ağustos 2019
Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
13 Ağustos 2019
Oyun çocukları nasıl etkiler?
13 Ağustos 2019

Yorum Yaz


Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Site İçi Arama

  • Son Yazılar

    • Dr. Özgür Bolat ile Anne Baba Okulu
    • Pınar Gültekin
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
  • Haber Bülteni

  • SOSYAL MEDYA

  • TAKVİM

    Nisan 2021
    P S Ç P C C P
    « Mar    
     1234
    567891011
    12131415161718
    19202122232425
    2627282930  


  • SOSYAL MEDYA

  • Köşe Yazıları

    • Pınar Gültekin
      22 Temmuz 2020
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
      13 Ağustos 2019
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
      13 Ağustos 2019

  • Haber Bülteni


  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
www.veotesi.com © 2016

‘Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerez konumlandırmaktayız, kullanmaya devam ettiğinizde çerezler ile toplanan kişisel verileriniz Veri Politikamız-Bilgilendirmelerimiz'de belirtilen amaçlar ve yöntemlerle mevzuatına uygun olarak kullanılacaktır.

Dr. Özgür Bolat
KİŞİSEL VERİ KANUNU KAPSAMINDA BİLGİLENDİRME METNİ

Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. Şirketi olarak, siz değerli müşterilerimiz ve çözüm ortaklarımızın güvenliğini göz önünde bulundurarak, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla, kişisel verilerle ilgili düzenlenen "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" hususunda sizi bilgilendirmek istiyoruz.

Amacımız; sizlerin memnuniyeti doğrultusunda, kişisel verilerinizin alınma şekilleri, işlenme amaçları, hukuki nedenleri ve haklarınız konularında sizi en şeffaf şekilde bilgilendirmektir.

Kurumumuza iletmiş olduğunuz veya Kurumumuzun usül ve işlemleri çerçevesinde edinmiş olduğu her türlü kişisel veri ile biyometrik veri, sağlık verisi dahil her türlü özel nitelikli veriniz bakımından (“Veri”), 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gereğince, Kurumumuz Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. ŞİRKETİ Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel bilgileri kanunda açıklandığı çerçevede; elde edebilecek, kaydedebilecek, depolayabilecek, muhafaza edebilecek, hizmetlerini devam ettirebilmek amacıyla güncelleyebilecek, değiştirebilecek, yeniden düzenleyebilecek, mevzuatın izin verdiği durumlarda ve ölçüde üçüncü kişilere açıklayabilecek, devredebilecek, aktarabilecek, paylaşabilecek, sınıflandırabilecek, anonim hale getirebilecek ve kanunda sayılan diğer şekillerde işleyebilecektir.

Kişisel verilerinizin işlenme amaçları ve hukuki sebepleri; Mevzuat kapsamında faaliyet alanımız kapsamında işlemlerin yerine getirilmesi, yürütülmesi ve geliştirilebilmesi, bu hizmetlere ve ürünlere yönelik tanıtım, pazarlama ve kampanya faaliyetlerinin yapılması, akdettiğiniz ve/veya akdettiğimiz sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi; istihbarat, bilgi araştırmaları ve kredibilite değerlemelerinin yapılması, planlama, istatistik, müşteri memnuniyeti çalışmaları, güvenliğin sağlanması, otoritelerce öngörülen bilgi saklama, raporlama, bilgilendirme yükümlülüklerine uyulması, tarafınıza daha iyi ve güvenilir hizmet verilebilmesi, tarafınıza uygun hizmetler ve ürünler geliştirilmesi ve bunun kesintisiz olarak sürdürebilmesi amacıyla ve diğer nedenlerle kişisel verileriniz işlenmektedir.

Kişisel verilerin toplanma yöntemi: Kişisel verileriniz, otomatik ya da otomatik olmayan yollarla, yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda toplanabilmektedir.

Yukarıda belirtilen amaçlarla, kişisel verilerin aktarılabileceği kişi/kuruluşlar: Kişisel Verileriniz; Kurumumuzun iştirakleri ve bunların alt kuruluşlarına; çalışanları, şirket görevlileri, hukuk, mali ve vergi danışmanları, denetçileri ve mevzuat hükümlerinin izin verdiği kişi, kurum ve kuruluşlar ile açık rızanızın bulunduğu diğer üçüncü kişilere; aktarılabilecektir.

Kanun’un 11. Maddesi Çerçevesinde Haklarınız; Kurumumuza başvurarak; kişisel verilerinizin a) işlenip işlenmediğini öğrenme, b) kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, c) kişisel verilerinizin işlenme amacını ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, ç) kişisel verilerinizin yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, d) kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş ise düzeltilmesini isteme, e) Kanun’un 7. maddesinde öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, f) kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere yukarıda sayılan (d) ve (e) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin bildirilmesini isteme, g) kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi nedeniyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme ve ğ) kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme hakkına sahipsiniz.

Haklarınızın, düzenlemenin yürürlük tarihi olan 07.10.2016 tarihinden itibaren kullanılması mümkün olup, taleplerinizin yerine getirilmesini teminen Kurumumuzca yapılacak masrafları, KVKK’nın “Veri sorumlusuna başvuru” başlıklı 13. maddesinde belirtilen tarifeye göre tarafınızdan talep etme hakkımız saklıdır.