• Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
  • SOSYAL MEDYA

  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
Çocuklara neden güzel veya yakışıklı dememeliyiz?
11 Ağustos 2019

Yurt dışında yaşayan Türk bir okurum mesaj atmış:

“Kızım 4 yaşında. Etrafımdaki insanlar çocuğumu sürekli ‘Sen ne güzel bir çocuksun öyle’ ya da ‘Prenses’ diyerek seviyor.

Aynı davranışı yabancılarda çok görmüyorum. Onlar daha çok çocuğumla sohbet ediyor. Bu övgü çocuğuma zarar verir mi?”

 

ARAŞTIRMA

DOVE, tüm dünyada “Kızlarda Güzellik ve Öz güven” adlı bir araştırma yaptı.

Araştırmanın Türkiye ayağı, genç kızlarımız hakkında bize önemli bilgiler veriyor.

Türkiye’de kızların %50’si bedenleriyle barışık değil, yani bedensel öz güvenleri düşük.

Bu ne anlama geliyor ve bunun için kızlarımız ne tür bedeller ödüyor?

 

BEDEL

Araştırma çok iyi kurgulanmış. Yapılan çalışma bu bedellere de bakıyor. Sonuçlar çok iç açıcı değil.

Öz güveni düşük kızların %69’ı (10 kızdan 7’si) aileleri ve arkadaşları ile görüşmek, ev dışında aktivitelere katılmak veya bir kulübe/takıma dahil olmak gibi sosyal birlikteliklerden kaçınıyor.

Daha da vahimi; öz güveni düşük kızların %78’i (her 10 kızdan 8’i) doktora gitmeyerek veya öğünlerini atlayarak hayatlarını riske atıyor.

Düşünebiliyor musunuz? Kızlarımız ne kadar yüksek bedeller ödüyor.

Peki, kızlarımız bunları neden yapıyor?

(Bu arada aynı baskı erkek öğrenciler için de geçerli. Örneğin, kaşı yanlışlıkla kesilen bir erkek öğrenci, utandığı için bir ay okula gitmemiş.)

 

GÜZELLİK BASKISI

Çünkü üzerlerinde bir güzellik baskısı var.

14-17 yaş aralığındaki 10 kızdan 8’i (%75) mutluluk kaynağı olarak güzelliğe çok fazla vurgu yapıldığını söylüyor.

Aynı şekilde 10 kızdan 6’sı (%61) güzellik baskısı da dahil olmak üzere, hayatlarının her alanında baskı hissettiklerini söylüyor.

Peki, bu baskı nereden geliyor?

 

MEDYA

Dergilerden, reklamlardan, billboardlardan ve TV’lerden.

Maalesef bu anlamda medya sektörü çok bilinçli değil. Tam tersi bu baskı pekiştiriliyor.

Gençler üzerinde çok büyük etkisi olan sosyal medyayı da bu baskı unsurları arasında saymak lazım.

Çünkü orada da insanlar kendilerini olduklarından daha güzel göstermeye çalışıyor.

Medya bu baskıyı yapıyor. Peki, ya biz?

 

TOPLUMSAL BASKI

Maalesef bizler de farkında olmadan aynı baskıyı çocuklara yapıyoruz.

‘Güzel kızım’ veya ‘yakışıklı oğlum’ diyerek, çocukların üzerinde ‘güzel görünmeliyim’ veya ‘yakışıklı olmalıyım’ gibi baskılar yaratıyoruz.

Psikologlar buna ‘beden odaklı konuşma’ diyor.

Beden odaklı konuşmaya maruz kalan çocuklar da daha sonra “Güzel/yakışıklı olduğum için kabul görüyorum” diyerek, bu baskıyı kendi üzerlerinde kuruyor.

Sürekli güzel ya da yakışıklı görünmeye çalışıyor. Kaygılı bir yaşam sürüyor.

Peki, bu baskıya maruz kalan her çocuk, bu baskıyı kendi üzerinde hisseder mi?

 

KORUMA KALKANI ÖZ GÜVEN

İşte orada devreye ‘öz güven’ giriyor.

Bir çocuğun öz güveni ne kadar yüksekse, bu baskıyı o kadar az hissediyor. Yani öz güven beden odaklı konuşmanın panzehri.

Öz güvenli çocuk kendini olduğu gibi kabul ettiği için dışarıda her türlü baskıdan daha az etkileniyor. “Ben zaten değerliyim” diyor. Çok fazla güzel/yakışıklı görünme çabasına girmiyor.

 

SONUÇ

Kısacası; medya ve sosyal medya, çocuklar üzerinde çok fazla güzellik/yakışıklılık baskısı yaratıyor.

Eğitimciler ve ebeveynler olarak da bizim görevimiz bu baskıyı, beden odaklı konuşmalarla artırmak değil, tam tersi azaltmaktır.

Onun için çocuklarla mümkün olduğu kadar beden odaklı konuşmalar yapmamalıyız.

Çocuk, güzel olabilir ama beden odaklı konuşmalar, güzelliği onda bir kimlik algısı haline dönüştürebilir.

Onun yerine; çocuğu olduğu gibi kabul ettikten sonra onun kişiliği, değerleri ve güçlü yanlarıyla ilgilenmeliyiz. Kimlik algısı bunlar üzerine kurulmalı.

Böylece, çocuk kendi kimliğini güzellik gibi kontrolü dışında olan etkenlere değil, değerler gibi kendi kontrolünde olan etkenlere bağlayacaktır.

Bu da çocuklara hem özgürlük hem de mutluluk verir.

 

NOT: Bu arada aynı sebepten dolayı çocuklara ‘zeki’ demek de sakıncalıdır. Çünkü zeka da dış görünüş gibi çocukların kontrolü dışında olan bir etkendir.  Zeka konusunda daha önce yazmıştım. O yazımı arşivden bulabilirsiniz.

2 Kasım 2017

Görüntüleme: 152
çalışmaçirkindovegüzel
Share

Köşe Yazıları

Özgür Bolat Editör

İLGİLİ YAZILAR

Zeki çocuklar neden çalışmaz?  
11 Ağustos 2019
Eğitim sistemini en kolay nasıl düzeltiriz?
25 Temmuz 2019
BU HOCA ÇILDIRMIŞ OLMALI!
11 Temmuz 2019

Yorum Yaz


Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Site İçi Arama

  • Son Yazılar

    • Dr. Özgür Bolat ile Anne Baba Okulu
    • Pınar Gültekin
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
  • Haber Bülteni

  • SOSYAL MEDYA

  • TAKVİM

    Nisan 2021
    P S Ç P C C P
    « Mar    
     1234
    567891011
    12131415161718
    19202122232425
    2627282930  


  • SOSYAL MEDYA

  • Köşe Yazıları

    • Pınar Gültekin
      22 Temmuz 2020
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
      13 Ağustos 2019
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
      13 Ağustos 2019

  • Haber Bülteni


  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
www.veotesi.com © 2016

‘Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerez konumlandırmaktayız, kullanmaya devam ettiğinizde çerezler ile toplanan kişisel verileriniz Veri Politikamız-Bilgilendirmelerimiz'de belirtilen amaçlar ve yöntemlerle mevzuatına uygun olarak kullanılacaktır.

Dr. Özgür Bolat
KİŞİSEL VERİ KANUNU KAPSAMINDA BİLGİLENDİRME METNİ

Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. Şirketi olarak, siz değerli müşterilerimiz ve çözüm ortaklarımızın güvenliğini göz önünde bulundurarak, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla, kişisel verilerle ilgili düzenlenen "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" hususunda sizi bilgilendirmek istiyoruz.

Amacımız; sizlerin memnuniyeti doğrultusunda, kişisel verilerinizin alınma şekilleri, işlenme amaçları, hukuki nedenleri ve haklarınız konularında sizi en şeffaf şekilde bilgilendirmektir.

Kurumumuza iletmiş olduğunuz veya Kurumumuzun usül ve işlemleri çerçevesinde edinmiş olduğu her türlü kişisel veri ile biyometrik veri, sağlık verisi dahil her türlü özel nitelikli veriniz bakımından (“Veri”), 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gereğince, Kurumumuz Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. ŞİRKETİ Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel bilgileri kanunda açıklandığı çerçevede; elde edebilecek, kaydedebilecek, depolayabilecek, muhafaza edebilecek, hizmetlerini devam ettirebilmek amacıyla güncelleyebilecek, değiştirebilecek, yeniden düzenleyebilecek, mevzuatın izin verdiği durumlarda ve ölçüde üçüncü kişilere açıklayabilecek, devredebilecek, aktarabilecek, paylaşabilecek, sınıflandırabilecek, anonim hale getirebilecek ve kanunda sayılan diğer şekillerde işleyebilecektir.

Kişisel verilerinizin işlenme amaçları ve hukuki sebepleri; Mevzuat kapsamında faaliyet alanımız kapsamında işlemlerin yerine getirilmesi, yürütülmesi ve geliştirilebilmesi, bu hizmetlere ve ürünlere yönelik tanıtım, pazarlama ve kampanya faaliyetlerinin yapılması, akdettiğiniz ve/veya akdettiğimiz sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi; istihbarat, bilgi araştırmaları ve kredibilite değerlemelerinin yapılması, planlama, istatistik, müşteri memnuniyeti çalışmaları, güvenliğin sağlanması, otoritelerce öngörülen bilgi saklama, raporlama, bilgilendirme yükümlülüklerine uyulması, tarafınıza daha iyi ve güvenilir hizmet verilebilmesi, tarafınıza uygun hizmetler ve ürünler geliştirilmesi ve bunun kesintisiz olarak sürdürebilmesi amacıyla ve diğer nedenlerle kişisel verileriniz işlenmektedir.

Kişisel verilerin toplanma yöntemi: Kişisel verileriniz, otomatik ya da otomatik olmayan yollarla, yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda toplanabilmektedir.

Yukarıda belirtilen amaçlarla, kişisel verilerin aktarılabileceği kişi/kuruluşlar: Kişisel Verileriniz; Kurumumuzun iştirakleri ve bunların alt kuruluşlarına; çalışanları, şirket görevlileri, hukuk, mali ve vergi danışmanları, denetçileri ve mevzuat hükümlerinin izin verdiği kişi, kurum ve kuruluşlar ile açık rızanızın bulunduğu diğer üçüncü kişilere; aktarılabilecektir.

Kanun’un 11. Maddesi Çerçevesinde Haklarınız; Kurumumuza başvurarak; kişisel verilerinizin a) işlenip işlenmediğini öğrenme, b) kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, c) kişisel verilerinizin işlenme amacını ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, ç) kişisel verilerinizin yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, d) kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş ise düzeltilmesini isteme, e) Kanun’un 7. maddesinde öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, f) kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere yukarıda sayılan (d) ve (e) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin bildirilmesini isteme, g) kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi nedeniyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme ve ğ) kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme hakkına sahipsiniz.

Haklarınızın, düzenlemenin yürürlük tarihi olan 07.10.2016 tarihinden itibaren kullanılması mümkün olup, taleplerinizin yerine getirilmesini teminen Kurumumuzca yapılacak masrafları, KVKK’nın “Veri sorumlusuna başvuru” başlıklı 13. maddesinde belirtilen tarifeye göre tarafınızdan talep etme hakkımız saklıdır.