• Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
  • SOSYAL MEDYA

  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
Çocuklar neden okuldan sıkılır?
11 Ağustos 2019

Bazen bir iş yaparken, o işten o kadar keyif alırız ki zaman su gibi akıp gider. Acaba bu durumlar ne zaman olur? Bu soruyu merak eden Prof. Mihaly Csikszentmihalyi birçok insanla görüşme yapıyor. Sonra keşfediyor ki, bu anların aslında kişilerle ilgisi yok. Yaptıkları işlerle ilgisi var.

Nasıl mı?

Yukarıdaki soruları direkt Prof. Mihaly Csikszentmihalyi’ye sordum. İş dünyasının örgütsel sorunlarına yaratıcı çözümler üreten K2C firmasının sahipleri Erhan Feridun ve Güneş Ufuk, Csikszentmihalyi’nin Türkiye ortakları.

Prof. Mihaly ile Budapeşte’de ödüllü yazılımları Fligby kullanımı üzerine ortak bir program tasarladıklarını söyleyince, ben de uçağa atladım ve onlarla programa katıldım. Bu kapsamda, Prof. Mihaly Csikszentmihalyi ile sohbet etme ve sorularımı sorma şansım oldu.

 

İŞİN ZORLUĞU ve BECERİ

Prof. Mihaly, keşfediyor ki kişinin ‘becerisi’ ile yaptığı işin ‘zorluğu’ arasındaki ilişki, kişinin o işten aldığı ‘keyfi’ belirliyor. İşin zorluğu kişinin becerisinin çok üstündeyse, kişi o işi yaparken endişe duyuyor. Bu uzun süre devam ederse ‘öğrenilmiş çaresizlik’ başlıyor.

İş, kişinin becerisine göre çok kolaysa bu sefer de kişi o işten sıkılmaya başlıyor. Bir süre sonra da o işi bırakıyor.

Ama yapılan işin zorluğu, becerinin biraz üstündeyse, kişi o işten keyif almaya başlıyor. Prof. Mihaly de buna ‘AKIŞ ALANI’ diyor.

 

ZAMAN DURUYOR

Kişi akış alanına girince o işten inanılmaz keyif alıyor. Zaman ve yer algısı kayboluyor. Peki, böyle bir alan neden var?

İnsanın hayatta kalması için belirli becerileri kazanması gerekir. Beceri kazanma sürecinin keyifli olması gerekir ki insan sürekli kendisini geliştirsin.

Peki, çocuklar okullarda ne kadar akış alanına girebiliyor?

 

ORTALAMA BECERİ

Maalesef çok az. Çünkü çocukların beceri seviyeleri bilinmiyor. Dersler ortalamaya göre işleniyor. Dolayısıyla ‘yüksek becerikli’ çocuklar sıkılıyor, ‘düşük becerili’ çocuklar da öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor.

Birçok üstün zekâlı çocuğun okuldan soğuduğunu biliyoruz.

ÖDEVLER

Aynı şekilde ödevler de ortalamaya göre tek tip veriliyor. Düşük becerili çocuk yapamıyor, dersten soğuyor, yüksek becerili çocuk da sıkılıyor, yapmak istemiyor.

Zaten asıl sorun, bizim eğitim sistemimizin ‘beceri’ üzerine kurulu olmaması. Sistem, bilme ve ezber üzerine kurulu. Okullardaki rekabet de çocukların akış alanına girmesini engelliyor. Çocuğun seviyesinden bağımsız olarak, herkes en yüksek seviyeye ulaşmaya çalışıyor. Ulaşamayacağını düşünenler çalışmayı bırakıyor.

 

SEÇME HAKKI

Ayrıca insanlar yapacağı işleri kendileri seçtiklerinde, akış alanına girmesi kolaylaşıyor.

Bizim okullarda da çocukların çok az seçme hakkı olduğu için akış alanına girmeleri zorlaşıyor.

 

GERİ BİLDİRİM

Akış alanına girmenin bir koşulu da geri bildirim. Geri bildirim, kişinin ne kadar geliştiğini gösteren bir mekanizma.

Okullarda çok az geri bildirim olduğu için çocuklar akış alanına giremiyor. Okullarda not veriliyor. Notlar, bir geri bildirim değil, değerlendirme aracıdır.

 

AKIŞ ODAKLI SİSTEM

Kısacası bizim okullarda beceri odaklı ders olmadığı, herkesin kendi seviyesinde eğitim yapılmadığı ve seçme özgürlüğü ile geri bildirim olmadığı için çocuklar okuldan sıkılıyor. Müfredat, beceri odaklı yapıldıktan sonra ‘farklılaştırılmış eğitim’ prensibi ile sınıf içi etkinlikler ve ödevler verilmeli. Ödeve not değil, düzenli geri bildirim verilmeli. Ancak o zaman çocuklarımız okulu sever.

 

ÇOCUKLAR NEDEN OYUNLARA BAĞIMLIDIR?

ÇOCUKLARIN oyunlara bağımlı olmasının bir sebebi ‘akış alanı’na girmek. Çocuklar gerçek hayatta ve okulda, gelişim ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için bu ihtiyacı karşılayacak farklı mekanizmalar arıyor. Bunların en önemlisi de oyunlar. Oyunlarda çocuklar kendi seçimlerini (özerklik) yaptıktan sonra, yine kendi seviyelerine göre ilerler, seviye atlar ve anlık geri bildirimler alır. Yani, akış alanına girmiş olurlar.

Çocukları oyun bağımlılığından kurtarmanın bir yolu, çocukların elinden bilgisayarı almak değil, ‘gelişim’ ve ‘özerklik’ ihtiyaçlarını gerçek hayatta karşılamaktır. (Tabii ki tek ihtiyaç bu değil. Diğer ihtiyaç da ilişki ihtiyacı. Ailesiyle ilişkisi zayıf olan çocukların bağımlı olma ihtimali daha yüksek.)

 

İNSANLAR NEDEN TELEVİZYON İZLER?

TELEVİZYON insanları akış alanına sokmaz. Peki, insanlar akış alanına girmek istiyorsa neden televizyon izler? Bunun birçok sebebi var ama Prof. Mihaly’in yaptığı araştırmaya göre akış alanı sağlayan etkinlikler aynı zamanda kaygı yaratıyor. Çünkü başlangıçta seviyeniz düşük ve yapamıyorsunuz. Kaygısını yönetemeyen veya başarısızlık korkusu olan insanlar, bu sürece girmekten kaçınıyor. Çoğu insan, en başta yaşadığı kaygıyı yönetmekten korkuyor. Onun yerine bizim toplumda olduğu gibi kaygılandırmayan TV gibi ‘pasif eğlence’ araçlarını seçiyor. Zaten kaygılı dönemlerde birçok uygarlık bu yöntemi kullanmıştır. Örneğin, Roma İmparatorluğu çöküş zamanında insanların endişelerini azaltmak için seyircili sirkler ve gösteriler düzenlemiştir. Aynı şekilde Lidyalılar, Bizanslılar ve Mayalar toplumun kaygısını azaltmak için benzer yöntemler kullanmışlardır. Toplum olarak barış ve sevgi dili geliştirirsek, kaygılarımızı yeneriz ve böylece de insanlar enerjilerini televizyona değil, üretime ve ilişkilerine harcar.

 

9 Aralık 2017

Görüntüleme: 113
beceriçocuködevokulortalamasıkılma
Share

Köşe Yazıları

Özgür Bolat Editör

İLGİLİ YAZILAR

Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
13 Ağustos 2019
Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
13 Ağustos 2019
Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
13 Ağustos 2019

Yorum Yaz


Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Site İçi Arama

  • Son Yazılar

    • Pınar Gültekin
    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
    • Oyun çocukları nasıl etkiler?
  • Haber Bülteni

  • SOSYAL MEDYA

  • TAKVİM

    Ocak 2021
    P S Ç P C C P
    « Tem    
     123
    45678910
    11121314151617
    18192021222324
    25262728293031


  • SOSYAL MEDYA

  • Köşe Yazıları

    • Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?
      13 Ağustos 2019
    • Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?
      13 Ağustos 2019
    • Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?
      13 Ağustos 2019

  • Haber Bülteni


  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Köşe Yazıları
  • Anne Baba Okulu
  • Seminerler
    • Okul Seminerleri
    • Şirket Seminerleri
  • İletişim
www.veotesi.com © 2016

‘Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerez konumlandırmaktayız, kullanmaya devam ettiğinizde çerezler ile toplanan kişisel verileriniz Veri Politikamız-Bilgilendirmelerimiz'de belirtilen amaçlar ve yöntemlerle mevzuatına uygun olarak kullanılacaktır.

Dr. Özgür Bolat
KİŞİSEL VERİ KANUNU KAPSAMINDA BİLGİLENDİRME METNİ

Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. Şirketi olarak, siz değerli müşterilerimiz ve çözüm ortaklarımızın güvenliğini göz önünde bulundurarak, başta özel hayatın gizliliği olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla, kişisel verilerle ilgili düzenlenen "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu" hususunda sizi bilgilendirmek istiyoruz.

Amacımız; sizlerin memnuniyeti doğrultusunda, kişisel verilerinizin alınma şekilleri, işlenme amaçları, hukuki nedenleri ve haklarınız konularında sizi en şeffaf şekilde bilgilendirmektir.

Kurumumuza iletmiş olduğunuz veya Kurumumuzun usül ve işlemleri çerçevesinde edinmiş olduğu her türlü kişisel veri ile biyometrik veri, sağlık verisi dahil her türlü özel nitelikli veriniz bakımından (“Veri”), 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) gereğince, Kurumumuz Özgür Bolat Özel Eğitim ve LTD. ŞTİ. ŞİRKETİ Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel bilgileri kanunda açıklandığı çerçevede; elde edebilecek, kaydedebilecek, depolayabilecek, muhafaza edebilecek, hizmetlerini devam ettirebilmek amacıyla güncelleyebilecek, değiştirebilecek, yeniden düzenleyebilecek, mevzuatın izin verdiği durumlarda ve ölçüde üçüncü kişilere açıklayabilecek, devredebilecek, aktarabilecek, paylaşabilecek, sınıflandırabilecek, anonim hale getirebilecek ve kanunda sayılan diğer şekillerde işleyebilecektir.

Kişisel verilerinizin işlenme amaçları ve hukuki sebepleri; Mevzuat kapsamında faaliyet alanımız kapsamında işlemlerin yerine getirilmesi, yürütülmesi ve geliştirilebilmesi, bu hizmetlere ve ürünlere yönelik tanıtım, pazarlama ve kampanya faaliyetlerinin yapılması, akdettiğiniz ve/veya akdettiğimiz sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi; istihbarat, bilgi araştırmaları ve kredibilite değerlemelerinin yapılması, planlama, istatistik, müşteri memnuniyeti çalışmaları, güvenliğin sağlanması, otoritelerce öngörülen bilgi saklama, raporlama, bilgilendirme yükümlülüklerine uyulması, tarafınıza daha iyi ve güvenilir hizmet verilebilmesi, tarafınıza uygun hizmetler ve ürünler geliştirilmesi ve bunun kesintisiz olarak sürdürebilmesi amacıyla ve diğer nedenlerle kişisel verileriniz işlenmektedir.

Kişisel verilerin toplanma yöntemi: Kişisel verileriniz, otomatik ya da otomatik olmayan yollarla, yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda toplanabilmektedir.

Yukarıda belirtilen amaçlarla, kişisel verilerin aktarılabileceği kişi/kuruluşlar: Kişisel Verileriniz; Kurumumuzun iştirakleri ve bunların alt kuruluşlarına; çalışanları, şirket görevlileri, hukuk, mali ve vergi danışmanları, denetçileri ve mevzuat hükümlerinin izin verdiği kişi, kurum ve kuruluşlar ile açık rızanızın bulunduğu diğer üçüncü kişilere; aktarılabilecektir.

Kanun’un 11. Maddesi Çerçevesinde Haklarınız; Kurumumuza başvurarak; kişisel verilerinizin a) işlenip işlenmediğini öğrenme, b) kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, c) kişisel verilerinizin işlenme amacını ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, ç) kişisel verilerinizin yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, d) kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş ise düzeltilmesini isteme, e) Kanun’un 7. maddesinde öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, f) kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere yukarıda sayılan (d) ve (e) bentleri uyarınca yapılan işlemlerin bildirilmesini isteme, g) kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi nedeniyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme ve ğ) kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme hakkına sahipsiniz.

Haklarınızın, düzenlemenin yürürlük tarihi olan 07.10.2016 tarihinden itibaren kullanılması mümkün olup, taleplerinizin yerine getirilmesini teminen Kurumumuzca yapılacak masrafları, KVKK’nın “Veri sorumlusuna başvuru” başlıklı 13. maddesinde belirtilen tarifeye göre tarafınızdan talep etme hakkımız saklıdır.